4857 sayılı İş Kanunu, iş hukukunun dayanağını oluşturur. Aynı zamanda; işçi, işveren ve SGK kurumu arasındaki ilişkileri düzenler. İş hukuku, çalışma hayatındaki kuralları belirleyerek kaos oluşmasını engeller. Bu kurallar uymayanlar, iş hukuku kapsamında cezalandırılırlar.

İş Hukukunun Tanımı Nedir?

İş hukuku; işçinin belirli sürelerde alacağı ücretleri, çalışma şartlarını, işverenin yapması gereken görevleri, işçinin yapması gereken görevleri, işverenin SGK kurumuna karşı olan sorumluluğunu ve işçi sendikalarını kapsayan bir hukuk dalıdır. 

İş Hukuku Türleri Nelerdir?

İş hukuku, bireysel ve toplu olmak üzere ikiye ayrılır. İşçi sayısı arttıkça, işveren ve işçi arasındaki ilişki de karmaşıklaştığından dolayı, iş hukuku bu yüzden iki kısımda incelenir.

Bireysel İş Hukuku

İşçi sayısı 50 kişiden az olan işletmeleri ilgilendiren hukuk dalıdır. Kartal bireysel iş hukuku, bir işletmenin küçük ölçekli olabilmesi için yıllık hasılatının elli milyon Türk lirasını geçmemesi gerektiğini söyler. 

Küçük ölçekteki işletmelerde iş hukuku; işçi alacakları, çalışma koşulları, iş güvenliği, işverenin görevleri, işçinin görevleri, tazminat konuları, ikramiye ve fazlama mesai ücretleri, ücretlerin ödenme şartları, işe giriş ve işten ayrılma prosedürleri gibi konulardan ibarettir.

Yukarıda sayılan konularda herhangi bir anlaşmazlık yaşanması halinde, yasa gereği öncelikle zorunlu arabuluculuk hizmeti alınması gerekir. Eğer taraflar, arabuluculuk hizmetinde anlaşamazlarsa dava açma yoluna gidebilirler. 

Toplu İş Hukuku

Anonim ve Limited şirket kategorisinde olan büyük şirketleri ilgilendiren hukuk dalıdır. 24 Haziran 2018 tarihinde 11828 sayılı KOBİ yasasında, büyük şirketler: 

“İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 125 milyon Türk lirasını aşmayan ve bu yönetmelikte mikro işletme, küçük işletme ve orta büyüklükteki işletme olarak sınıflandırılan ekonomik birimler veya girişimler KOBİ olarak tanımlanır.”  

Olarak yapılmıştır.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere bu tür şirketlerde çalışan sayısı 250 ve daha azdır. Yani toplu iş hukuku kapsamında değerlendirilmelidir. Bireysel iş hukukundan farklı olarak, toplu iş hukukunda sendika kavramı işin içine girer. Çünkü belirli sayıda işçi çalıştıran şirketlerde, çalışanların sendikalı olma hakları vardır. 

Sendikaya üye olan işçileri, işçi temsilcisi temsil eder. İşçilerin sorunları işçi temsilcisi tarafından sendikaya iletilir. Sendikaya üye olan işçilerin toplu sözleşme hakları vardır. Bu sözleşmenin içinde işçilerin alacakları tüm ücretler ve özlük hakları yer alır. 

Eğer işveren toplu iş sözleşmesine aykırı hareket ederse, sendika devreye girer. Sendikaya rağmen işveren tutumunu sürdürürse işçiler durumu protesto etmek adına grev yaparlar. İşverenin ise greve karşı lokavt hakkı vardır. Tüm bu eylemlerin sonucunda uyuşmazlığın devam etmesi halinde her iki tarafında dava açma hakkı vardır.

İş Hukukunun Özellikleri Nelerdir?

İş hukukunun özellikleri aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır: 

  • Dava sürecinde işçi alacakları öncelikli olarak ele alınır. 
  • İşveren ile işçi arasında imzalanan iş sözleşmesinde: aylık net ücret, özlük hakları, tatil günleri, ikramiye ve tazminat gibi konular yer alır. 
  • İşçiye güvenli bir çalışma ortamının hazırlanması işveren sorumluluğundadır. 
  • İşçi, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına harfiyen uymalıdır. 
  • İş davalarında genel olarak işçi lehine karar verilir. 
  • İş hukukunda işçinin şahsı ön plandadır. Dava konusu anlaşmazlıklarda öncelikle işçinin haklarının verilip verilmediğine bakılır. 
  • İş hukukundan önce, işverenin hukuksuz uygulamalarına devlet kurumları müdahale edebilir. Mesela işçinin sigortası gerçek ücret üzerinden yatırılmamışsa, SGK kurumu işverene idari para cezası verir. Ayrıca işçinin şikayeti üzerine Çalışma Bakanlığı müfettişleri inceleme yapabilir. İnceleme sonunda mevzuata aykırı bir durum belirlenirse, işverene idari para cezası verilebilir. 
  • İşverenin ihmalkarlığı yüzünden iş kazası meydana gelirse, işçi ya da işçiler işverene tazminat davası açabilirler.

Yukarıda sıraladığımız kuralların yanı sıra, işverenin sözleşme gereği yapmakla sorumlu olduğu görevleri vardır: 

  • İşveren işçinin ücretini her ay sözleşmede belirtilen zamanda vermek zorundadır. 
  • İşveren işçilerin çalışma aletlerini çalışır durumda çalışma ortamında bulundurmak zorundadır. 
  • İşveren işçilerin çalışma ortamında her türlü güvenlik önlemini almak zorundadır. 
  • Her işçiye eşit davranmalıdır. 
  • Doğum izni kadın çalışanlara sağlanmalıdır. 
  • Her çalışanın özlük hakları tam olarak verilmelidir. Mesela resmi ve dini tatil günlerinde işçi zorla çalıştırılmamalıdır. Eğer çalışma durumu varsa, yasal fazla mesai ücreti işçilere ödenmelidir. 

Eğer işveren kurallara uymayıp, haksız işten çıkarma fiilini işlerse, işçiler işe iade davası açabilirler. Davayı kazanmasına rağmen işçiyi 1 ay içinde işe almayan işveren, işçinin tüm haklarını ve kazandığı tazminatı ödemek zorundadır. 

İş hukuku gereği hem işverenin, hem de işçilerin hakları vardır. Bu haklar: 

  • İşçilerin grev yapma hakkı,
  • İşverenin lokavt hakkı,
  • İşçi ve işveren arasında arabuluculuk hizmetinin sağlanması,
  • Hakem kurullarına başvuru yapılması,
  • İşverenin haklı olarak işçileri işten çıkarabilmesi. 

Olarak sıralanabilir.

İşçi Alacakları Dava Süreçleri

Bireysel iş hukukunda olumsuzluk yaşayan işçi, haklarını alabilmek için öncelikle arabuluculuk hizmeti alır. Eğer arabuluculuk hizmetinde taraflar anlaşamazlarsa, işçinin dava açma hakkı doğar. 

Aynı şekilde işçi haksız yere işverenin malına zarar vermişse, işveren de önce arabuluculuk hizmeti alır daha sonra da dava açabilir. 

İş hukukuyla ilgili İş kanunu hakkında detaylı bilgilere, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4857.pdf bağlantısından ulaşabilirsiniz.

Kartal avukat olarak, iş hukuku ile ilgili her türlü sorununuzu çözüyoruz. Kartal Anadolu Adliyesi başta olmak üzere, İstanbul ilinin her adliyesinde dava açıyor ve süreci sonuna kadar takip ediyoruz.